Gelecek nesillere mevcut ekolojik, sosyal ve ekonomik koşulları koruyarak daha yaşanılır bir dünya bırakmak olarak açıklanabilen sürdürülebilirlik kavramı, insanlığın yaşamının daim olmasını amaçlar. Bu terim, ilk kez 1983 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan bir raporda kullanılmış ve hayatımıza dahil olmaya başlamıştır. Küreselleşmenin çevre üzerindeki olumsuz etkisi, hızlı nüfus artışı ve sanayileşmenin ele alındığı söz konusu rapor, doğal kaynakların tükenmesi ve çevrenin bütünlüğünün bozulmasına dikkat çekmekteydi. Bunun en önemli kanıtı da 1984 yılında Antarktika’da tespit edilen ozon delinmesi oldu.
Günümüzde ise uzmanlar arasında, dünyada bulunan kaynakların ve çevrenin hızla tükenmeye doğru gittiği ve sürdürülebilirliğin ancak kaynakların yenilenebilir olmasıyla mümkün olacağı konusunda bir görüş birliği hakim. Sürdürülebilirlik kavramı ele alındığında ilk olarak akla çevre gelse de aslında bu kavram ekonomik ve toplumsal koşulları da önemli ölçüde kapsıyor. Sürdürülebilirlik şu üç başlık altında incelenebilir:
Çevresel sürdürülebilirlik: Doğadaki kaynakların tükenebilir olduğunun bilincine varma ve çevreyi koruma prensibini ele alan bu başlık, kaynakların akılcı yaklaşımlarla kullanılması gerektiğini ele alır. Çevresel bütünlüğün korunması, canlıların hayatına müdahale edilmemesi gibi konular bu yaklaşımın temellerini oluşturur.
Sosyal sürdürülebilirlik: Eğitim, güvenli yaşam, sağlık ve yaşam kalitesi gibi konuları ele alan sosyal sürdürülebilirlik kavramı toplumsal refahın ve koşulların gelişimine odaklanır. İnsanlar ve toplumlar arası ilişkilerin güçlendirilmesi ve sosyal yapının geliştirilmesi amaçlanır.
Ekonomik sürdürülebilirlik: Mal ve hizmet tüketiminin artması ile birlikte birey ve toplum refahını artırmayı amaçlayan bu kavram, ekonominin ve kalkınmanın devamlılığını sağlamayı hedefler. Üretim ve tüketim dinamiklerinin sürdürülebilir olmasını esas alır.
Tüm bu faktörler uyum içerisinde olduğunda insanların istek ve ihtiyaçlarının karşılanabilme potansiyeli yükselir ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha kolay ulaşılabilir.
Sürdürülebilirlik Neden Önemlidir?
Sanayi devrimi ile birlikte hızla gelişen sanayi sektörünün doğal bir sonucu olarak modern şehirleşme ve hızlı nüfus artışı gibi etkenler, çevre kaynakları ve biyoçeşitlilik üzerinde baskı oluşturdu. Doğal kaynakların azalması, toprak kaybı ve çölleşme gibi diğer problemler de insanoğlunun çevre üzerindeki yıkıcı etkisini artırdı. Gelinen noktada, ekosistemin dengesinin bozulması tehlikesi ile karşı karşıya kalındı.
Doğada bütün canlılar, diğer cansız varlıklarla etkileşim içinde olan bir ekosistemin parçası olarak kabul edilir. Bu sistemde tüm parçaların karmaşık bir biçimde birbirine bağlı olduğu düşünüldüğünde sistemin bir parçasının zarar görmesi istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. İşte, bu nedenle ekosistemin dengesini koruma ve sürdürülebilirlik ilkesi ile hareket etme gereksinimi ortaya çıkmıştır.
Birleşmiş Milletler’in kalkınma ajansı UNDP tarafından Ocak 2016 tarihinde kabul edilen sürdürülebilir kalkınma (SKA) amaçları, 15 yıl boyunca 170’ten fazla ülkede uygulamaya konulacaktır. Sürdürülebilir kalkınma amaçları arasında yoksulluk, iklim değişikliği, sürdürülebilir tüketim, barış ve adalet gibi konularda ortak bir gündem haritası eşliğinde ilerleme hedeflenmektedir.
Karbon Ayak İzi ve Atık Yönetimi Nedir?
Sürdürülebilirlik kapsamında ele alınan konulardan biri karbon ayak izi salınımı. Kısaca tanımlamak gerekirse karbon ayak izi; bir bireyin, kuruluşun veya sektörün doğrudan veya dolaylı faaliyetleri nedeniyle sera gazı cinsinden dünyaya bıraktığı yüktür. sera gazı ise atmosferde bulunan ve ısı tutma özelliği olan bileşenlerdir. Enerji tüketimi, sanayileşme, insan faaliyetleri, hayvancılık ve atık maddeler sera etkisine neden olan gazların salınımını gerçekleştirerek yeryüzünün ısınmasına ve çevresel dengenin bozulmasına neden olur.
Sürdürülebilirliğin bir diğer kolu ise atık yönetimi. Herhangi bir ürünün tasarım aşamasından başlayarak üretimi, tüketimi, atık oluşumu, geri dönüşümü veya ortadan kaldırılmasına kadar olan süreçler bütünü atık yönetimi olarak adlandırılır. Atıkların çevre üzerinde oluşturduğu baskıyı tek bir yöntemle çözmek mümkün değildir. Birden çok yöntemin bir arada kullanıldığı “Entegre Atık Yönetimi” uluslararası alanda kabul gören, etkin bir atık yönetimi felsefesi olarak kabul edilir.
Sürdürülebilir İş Hayatı için Neler Yapılabilir?
Geçmişte pek çok yerli ve yabancı şirket, sürdürülebilirlik çalışmalarını kağıt üzerinde bağış toplayıp, yardım kampanyaları düzenleyerek gerçekleştiriyordu. Günümüzde gelinen noktada ise insanoğlunun çevre üzerinde yarattığı tahribata karşı daha duyarlı şekilde örgütlenen iş hayatı, yeni nesillerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sürdürülebilirlik kavramını ele almaya başladı. Bunun için pek çok yöntem geliştiren firmalar, sıfır atık projelerinden enerji yönetmeliğine kadar birçok noktada yenilenme adımları attı. İş yaşamında sürdürülebilirliği gerçekleştirmek için belli başlı yöntemler bulunur: Bunların başında atık ve enerji yönetimi gelir.
Atık yönetimi: Hemen hemen her şirket, gün içerisinde şirket içi bildirim, arşivleme ve yazışmalar için yüzlerce sayfa belge üretir. Belgeler için sayısız kağıt ve toner harcamak yerine bunu dijital ortamda gerçekleştirmek ve bulut depolama tekniklerinden yararlanmak şirketlerin atık yönetimi konusunda alabileceği aksiyonlardandır. Aynı şekilde satılan veya satın alınan ürünlerin ambalajlarının %100 geri dönüştürülebilir malzemelerden olması da sürdürülebilirliğe katkı sağlar.
Enerji yönetimi: İş yaşamında sürdürülebilirlik kavramını gerçekleştirmenin bir diğer yolu da enerji yönetimi. Enerji verimliliği politikaları ile daha yeşil bir dünya ve tasarruflu tüketim sağlanabilir. Örneğin, şirket içinde kullanılan elektronik cihazların A+ ve üstü enerji sınıfına dahil olması tasarrufa katkı sunar. Ofislerin ısı yalıtımının gerçekleştirilmesi de enerji tüketimi konusunda fark yaratacaktır. Bunun yanı sıra şirket araçlarının neden olduğu yakıt tüketimi ve karbon salınımını en aza indirmek için araç filosunu elektrikli otomobillerle yenilemek hem doğaya hem de şirket bütçesine fayda sağlar.
İş Dünyasında Sürdürülebilirlik Örnekleri
Garanti BBVA: Şirketlerin tek başına değil, toplumla beraber büyüdüğü bir dünya için çalıştığını her fırsatta dile getiren Garanti BBVA, sürdürülebilir kalkınma için 2019 yılından beri pek çok projeyi hayata geçirdi. Banka, Paris Antlaşması ile kabul edilen, en fazla 1,5 derecelik sıcaklık artışı hedefine dayanan Bilime Dayalı Hedef taahhüdü çerçevesinde, kendi operasyonlarından kaynaklı Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarında %71 oranında azaltım yapıyor. Garanti BBVA, bu konuda mutlak hedef koyan ilk Türk şirket oldu.
Garanti BBVA, alt yapısı müsait olan tüm şube ve binalarında kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi hedefliyor ve yılda 3 milyon ağacın azaltabileceği sera gazını emisyonunu engellemiş oluyor.
Garanti BBVA, ayrıca yenilenebilir enerji alanında öncü olan rüzgar enerjisi santrallerine en çok finansman sağlayan banka konumunda olup iklimle mücadele kapsamında olan projelerini artırmayı hedefliyor.
Yapı Kredi Bankası: Türkiye’nin öncü bankalarından biri olan Yapı Kredi ise 2016 yılında Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Beyanı’nı imzalayarak Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi’ne katıldı.
2020 yılının Ocak ayında ilk yeşil tahvil ihracını gerçekleştiren banka, 5 yıl vadeli 50 milyon USD tutarındaki tahvil kaynakları ile yenilenebilir enerji projelerinin finansmanına katkı sağladı.
2019 yılında dünyanın en büyük çevresel raporlama platformu olan Karbon Saydamlık Projesi’ne raporlama yapan Yapı Kredi, İklim Değişikliği Programı’ndan B, Su Programı’ndan A- notunu aldı. CDP Su Programı alanında en yüksek notu alan banka, 2019 CDP Türkiye Su Liderleri arasında yer almayı başardı.
Yeni nesil çalışma kültürünün öncü ismi PODA, sürdürülebilir kabinleri ile çevreye duyarlı bir profil çiziyor. PODA’nın 1,4 metrelik kabinleri büyük ofislere kıyasla enerji, elektrik ve internetten tasarruf sunarak sizlere sürdürülebilir bir çalışma modeli vadediyor. Siz de özgür ofis PODA ile hemen tanışın, çevre dostu, güvenilir ve konforlu bir alanda çalışmanın keyfini çıkarın!